”İkindi akşama kavuşurken mazinin heybetli gölgeliğine sığınmış, müstakbel sevdalılardık. Taş duvarlar günden duyacaklarını duyuyor, hellikler tüm sesleri sıkıştırıp sır üstüne sır saklıyordu. Çocuk kediye horoz şekeri ile yaklaşıyor, kedi kendinden korkan bir başkasına doğru kaçıyordu. İnsanlar birbirine keskin bir bıçağa benzeyen dilleri ile kesikler atıyor, bir ben bu savaşta beyaz bayrağımı yanımda taşıyordum.”
Yasemin Onat, ilk kitabı Nihayetinde Dönülen Yerler ile edebiyat görüşünü, kurgu anlayışını ve üslubunu dikkat çekici bir şekilde ortaya koyuyor. Okuru, dile yenilikler getirmeye çabalayan, imkanları değerlendiren öykülerle karşı karşıya bırakıyor. Mahrumiyet, teslimiyet ve merhamet hattında yer alan bu anlatıların altında, yazarın belirgin imzası hemen fark ediliyor.